Yükleniyor...
ZORLU YOLCULUKTA
YALNIZ DEĞİLSİN

AİLE HEKİMLERİNİN DESTEĞİ

‘Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat’ biriminden sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Başkan Yardımcısı Doktor Mustafa Hatipoğlu, kronik hastalıkları da beraberinde getiren ve ülkemizde görülme sıklığı her geçen gün artan obeziteye karşı farkındalık çalışmalarının önemine değiniyor. Dr. Hatipoğlu, dileyen herkesin aile hekimine başvurarak diyetisyen, fizyoterapist ve psikolojik destek hizmetlerinden ücretsiz faydalanabileceğini hatırlatıyor.



- Obezitenin kadınlarda daha sık görünmesinin nedenleri nelerdir?

Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri olan obezite, genel olarak vücut ağırlığının boy oranına göre istenmeyen şekilde artması olarak tanımlanıyor ve yapılan araştırmalara göre obezite kadınlarda daha sık görülüyor. Bunun başlıca nedenleri arasında beslenme alışkanlıkları, kadınların erkeklere göre daha hareketsiz bir yaşam sürüyor olması görülebilir. Özellikle tüketilen hamur işleri, şeker oranı yüksek besinler kadınlarda obeziteyi arttırıyor.

- Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Beden Kitle İndeksi’ güvenilir bir hesaplama mıdır, kişiler kendi kitle indekslerini kendileri belirleyebilir mi?

Beden kitle indeksini hesaplamalarımızda kullanıyoruz ancak bu tek parametre değil. Beden Kitle İndeksi, vücut ağırlığının boy değerinin karesine bölünmesiyle elde edilen bir değer. Bu bize kişinin Dünya Sağlık Örgütünün belirlediği sınırlarda normal, sağlıklı, kilolu gibi sınıflandırmaların neresinde olduğunu gösteriyor. Kişi kendi kitle indeksini kendi hesaplayabilir ancak sadece bu veriyle kendi kilo durumu hakkında karar vermesi doğru olmaz. Aile Sağlığı Merkezlerimizde ve Obezite Birimlerimizde boy, kilo ağırlığı ve bel çevresini ölçüyoruz, kan tahlilleri ile kiloyu etkileyen kronik bir hastalık olup olmadığına bakıyoruz, ilaç kullanım durumlarını kontrol ediyoruz ve tam bir değerlendirme yapıyoruz.

- İnsanlar obezite ile ilgili boyutların ve tehlikelerin farkında mı?

Obezite, kronik hastalıkları da beraberinde getiren ciddi bir durumdur. Bunun için bizler farkındalık çalışmaları, eğitimler, hareketli yaşamı teşvik edecek kampanyalar düzenliyoruz. Sağlık Bakanlığının 2010 yılında yaptığı araştırmalar Türkiye’de yüzde 30 oranında obezite görüldüğünü ortaya koymuştu. Ve bu sayı her geçen gün artıyor. Hareketsiz yaşam arttıkça kilo alımına doğru gidiyoruz. Fast food tüketimi, sağlıksız beslenme ve alınan gıdanın tüketilen enerjiye göre daha fazla olması da diğer etkenler.

- Obez kişilere veya obeziteden korunmak isteyenlere nasıl bir yol haritası tavsiye ediyorsunuz?

Kişilerin ilk olarak yaşam ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekiyor. Sağlıklı Beslenme Hareketli Hayat Programına bağlı olarak İstanbul’un her ilçesinde diyetisyenlerimiz görev yapıyor. Buraya sadece obez kişileri davet etmiyoruz. Sağlıklı beslenmeyle ilgili bilgi almak isteyenler de başvurabilir. Kilo problemi olan kişiler ise önce aile hekiminden, hekim gerekli görürse diyetisyenden, diyetisyenin yönlendirmesiyle de fizyoterapist ve psikologdan ücretsiz faydalanabilirler.

- Araştırmalara göre Türkiye’de her 10 çocuktan biri obez. Gelecek nesil adına bu durumu nasıl yorumlayabilirsiniz?

Sağlık Bakanlığının yaptığı ‘Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması’na göre Türkiye’de okul çağında şişmanlık oranı 9.9 çıkmıştı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ortak projesi olarak okullar denetlenerek Beslenme Dostu Okul sertifikaları veriliyor. Diyetisyenler okullarda öğrencilere eğitimler veriyor. Ayrıca çocuklara spor etkinlikleri, sokak oyunları teşvik eden programlar da yapılıyor.