20 Ocak 2017’de dünyada yeni bir siyasi dönem başladı.
Tüm dünyayı şaşırtan seçim zaferinin ardından, halefi Barack Obama’dan başkanlık koltuğunu devralan Donald Trump, attığı her adımda neredeyse deprem etkisi yarattı.
Demokratlara, medyaya, Orta Amerikalı göçmenlere, ekonomiye, Çin’e, İran’a hatta en önemli propaganda aracı Twitter’a dahi savaş açtı.
Ancak Trump, en karmaşık, en trajik, biraz da romantik ilişkisini Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’la yaşadı.
Dünyaya kapılarını kapatan Kuzey Kore, Birleşmiş Milletler’in (BM) yaptırımlarına rağmen nükleer ve balistik füze faaliyetlerine ara vermeden devam ediyordu.
Kuzey Kore’nin peş peşe nükleer testler yapması ve yeni bir roket teknolojisiyle nükleer başlıkları ABD’ye kadar gönderme ihtimali, Beyaz Saray’ı harekete geçirdi.
ABD ile Kuzey Kore arasında süren ve tüm dünyanın korkuyla izlediği savaş tehditleri bir anda kişisel hakaret savaşına dönüştü. Kullanılan benzetmeler tansiyonu daha da yükseltti.
Trump, 9 Eylül 2017’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, “Zorunda kalırsak Kuzey Kore’yi yok ederiz”, “Roket adam bir intihar görevinde” dedi. Aynı ifadeyi daha sonra Twitter’dan da tekrar etti.
Kim Jong-un ise 22 Eylül’de nadir görülen bir adım atarak devlet televizyonundan açıklama yaptı ve akıl hastası olduğunu söylediği Trump’a şu cevabı verdi:
"Trump'ın sözleri beni korkutmak ya da durdurmak yerine, seçtiğim yolun doğru yol olduğuna ikna etti. Bu benim son ana kadar izleyeceğim yol olacak."
Trump vakit kaybetmeden Twitter’dan, “İnsanlarının açlığını veya ölümünü umursamayan, deli bir adam olduğu belli olan Kuzey Koreli Kim Jong-un daha önce hiç olmadık şekilde sınanacak" diye cevap verdi.
Trump’ın hakaretleri karşısında daha da sertleşen Kim Jong-un, ABD Başkanı’nın “akli dengesi bozuk bir bunak” olduğunu ve “ateşle terbiye edeceğini” söyledi.
Kim’in kendisine yaşlı demesini kaldıramayan 72 yaşındaki Trump, “Ben ona asla 'kısa ve şişman' demiyorum” diye karşılık verdi. Ancak içinde Kim ile ilgili umut besliyor ve Kuzey Kore lideriyle arkadaş olmak istiyordu.
2018’in ilk ayında ABD'nin asla kendisine ve ülkesine yönelik bir savaş başlatamayacağını söyleyen Kim, "ABD, nükleer silahlar için butonun daima masamın üzerinde olduğunu bilmeli" dedi.
Ancak Trump’ın iddiasına göre onun da bir butonu vardı ve Kim’inkinden daha büyüktü.
Hem de çalışıyordu.
Kimin butonu daha büyük tartışması ile bir yere varamayacaklarını fark eden liderler, kılıçlarını indirdi ve diplomatik bir çözüm bulma umuduyla yeni bir yola girdi.
ABD ve Kuzey Kore’den üst düzey yetkililer, Trump ve Kim’in yan yana gelmesinden önce açık ve gizli bazı görüşmeler yaptı. Bu görüşmelerin en üst düzey olanı ise, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü olduğu dönemde Kim Jong-un’u gizlice ziyaret etmesiyle gerçekleşti.
Sayısız görüşmenin ardından iki ülke arasında zirvenin yapılması konusunda mutabakata varıldı. Ancak büyük buluşmanın gerçekleşmesi o kadar kolay olmadı.
ABD ve Kuzey Kore, hiç olmadığı kadar birbirine yaklaşıyordu. Ancak ABD’nin Güney Kore ile askeri tatbikat alanında yakınlaşmasını kaldıramayan Kim, yeri, tarihi, hatta menüsü belli olan bu “ilk randevuya” katılmamakla tehdit etti.
Trump ise, Kim’in tehdidine boyun eğmedi ve yazdığı mektupla ilişkiyi daha başlamadan bitirdi. ABD Başkanı 12 Haziran’da yapılacak zirveye katılmaktan vazgeçti.
Kuzey Kore Dışişleri Bakan Yardımcısı Kim Kye-gwan 25 Mayıs'ta, Trump'ın zirveyi iptal etmesine rağmen ABD ile görüşmelere açık olduklarından bahsetti.
Kuzey Kore’nin pişmanlık dolu açıklamasına dayanamayan Trump, 1 Haziran'da yaptığı açıklamada, Kuzey Kore lideri Kim ile daha önce planlandığı gibi 12 Haziran'da Singapur'da bir araya geleceğini söyledi.
Bu süreçte Kim ile buluşmayı dört gözle beklediğini belirten Trump, üzerinde “yüce lider” (Kim için) ifadesi yer alan hatıra parası bile bastırdı.
Dünya sinema tarihine damga vuran aşk ve gerilim filmlerini aratmayan liderler zirvesi, 12 Haziran 2018’de Singapur’da gerçekleştirildi. Birbirilerini sıcak ama temkinli şekilde karşılayan “Roket adam” ve “Yaşlı bunak”, Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması ve ülkeye uygulanan yaptırımların aşama aşama kaldırılması konusunda anlaşmaya vardı.
Kim, "Buraya gelmek kolay olmadı. Engeller vardı ancak bunları aşarak buraya geldik. Birçok insan bunun bir tür bilim kurgu filminden bölüm olduğunu düşünecek" diye konuştu. ABD Başkanı Donald Trump ise, içinde bulunmaktan mutlu olduğu bu görüşmenin devamının geleceğini, Kim’i Beyaz Saray’a davet edebileceğini söyledi.
Görüşmenin ardından liderler ülkelerine döndü ancak iki ülke arasındaki bahar havası bozulmaya başladı. Kuzey Kore ABD’yi askeri tatbikatlara devam etmekle, ABD ise Kuzey Kore’yi nükleer programdan vazgeçmemekle suçladı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Asya turu kapsamında Kuzey Kore Devlet Başkanı Kim Jong-un ile başkent Pyongyang'da yeniden bir araya gelmesiyle birlikte iki ülke arasında barış rüzgarı yeniden esmeye başladı.
İlk zamanlar gerginlik sebebi olan “Roket adam” ifadesi espri konusu oldu. Trump, Kim'e Pompeo aracılığıyla, Elton John'un “Roket Adam” albümünü gönderdi.
Kuzey Kore lideri Kim Jong-un da gönderdiği mektupta duygularını tüm dünyaya ilan etti.
Kim’in kendisine gönderdiği mektubu Twitter’dan paylaşan Trump, ilk kez Kim Jong-un hakkındaki duygularını açıkça dile getirdi.
"Gerçekten çok sert davranıyordum. O da öyleydi. Bu karşılıklı devam etti. Sonra birbirimize aşık olduk. Tamam mı? Bana güzel mektuplar yazdı ve onlar harika mektuplar. Biz aşık olduk."
Ancak bu ilişki, ABD medyasında çıkan Kuzey Kore’nin nükleer faaliyetlerine devam ettiği iddialarıyla yeniden sarsılmaya başladı.
İnişli çıkışlı bu süreçteki gidişatı belirleyecek ikinci randevu, 27-28 Şubat’ta Vietnam'da yapılacak.