“O, BİZİM EVİN NEŞESİ”

Koruyucu anne Meltem Bilge, bakımını üstlendiği çocuktan bahsederken duygulanıyor. “Ona ilk sarıldığımda kalp doğumu dediğimiz süreç gerçekleşti” diyor.

Koruyucu aile olmak için evli olma şartı aranmıyor. Yani bekar bir insan da rahatlıkla küçücük bir çocuğa evini açarak, ona sevgisini verebiliyor. Meltem Bilge de, koruyucu aile olmaya karar veren bekar insanlardan biri… 5 yaşında bir kız çocuğunun koruyucu ailesi olan Bilge, yaşadıklarını TRT Haber’e anlattı.

Koruyucu aile olmaya nasıl karar verdiniz?

Her zaman aklımda olan bir şeydi. Koruyucu aile olmaya karar verdiğimde evliydim. Eşimle birlikte karar verdik. Ancak kızım geldikten sonra eşim yapamayacağını anladı. Eşimle yollarımızı ayırdık ve kızımla hayatımıza devam ediyoruz.

Koruyucu aile olmaya karar verdikten sonra yaşadığınız süreci anlatabilir misiniz?

Hemen size çocuğunuzu verelim demiyorlar. Belli bir süreci var. Altı ay kadar bekledik. Altı ay sonunda denetlendik. Dosyalar hazırladık. Belli psikolojik testlerden geçtik. Kızımızın odasını hazırladık, süsledik.

Onu ilk gördüğünüz anda neler hissettiniz?

Umutla, heyecanla beklerken telefon geldi. “Size üç tane kız eşleştirdik” dediler. Uçarak kuruma gittik tabii… Çok heyecanlı bir gündü. Fakat ben yolda giderken karar vermiştim zaten. Üç kız eşleştirmişlerdi ama ilk çocuk benim kızımdı. Diğer ikisini göremezdim, ona gücüm yoktu. Süslenmiş püslenmiş, minicik pembe elbiseler giymiş, saçları tokalarla kızım çıkageldi. Benim dünyam artık kızım olmuştu.

Bir alışma süreci de yaşadınız elbette…

Üç günlük bir adaptasyon süresi yaşadık. İkinci günün sonunda zaten bizim adaptasyonumuz tamamdı. Ama kurallar gereği üçüncü güne de ihtiyaç oluyordu. Üçüncü günün sonunda kızımızı evimize getirdik. Evi balonlarla süslemiştik kızım için. Kızım hemen balonlara koştu. O eve ilk defa girmiş gibi değil de sürekli yaşayan, hep orada yaşayan biri gibiydi. Tabii ilk zamanlar daha sıkılgandı. Üçüncü haftanın sonunda evi iyice sahiplendi. Anneannesi geldiği zaman bütün dolabındaki eşyaları, kıyafetleri ona sergiledi. İyice evin sahibi oldu.

Koruyucu aile olmanıza çevrenizdekiler nasıl baktı?

Koruyucu aile olduğunuz zaman aslında çocuğunuzun sadece bir anne ya da babası olmuyor. Dayısı, yengesi, yeğeni, kuzenleri ve teyzeleri oluyor. Mesela halam, kızımı ilk defa görüp biraz sevdikten sonra, “Çok seviyorum, kan çekiyor herhalde” dedi. Aslında çeken kan bağı değil, can bağıydı… Kızımı herkes kabullendi, sevdi, bağrına bastı. Koruyucu aile olduğumu bile unutuyorlar. Ben zaten unutuyorum. O, bizim evimizin neşesi.

Biyolojik ailesi bir gün geri ister diye bir kaygınız var mı?

Bu, bütün koruyucu ailelerin kaygısı. Evet, kızım bir gün biyolojik ailesi tarafından geri alınırsa -ki koruyucu aileliğin amacı aslında bu- çok üzülürüm, kızım da çok üzülür. Ama bu zaman zarfında aile olarak birbirimize öğrettiklerimiz, birbirimize kattıklarımız bizi zaten anne-kız yapan unsurlar. Biz anne-kız olduktan sonra biraz daha uzakta olmuşuz, dip dibe olmuşuz fark etmez. Bizim anne-kız bağımız kopmayacak. Genellikle bütün koruyucu ailelerin korkusu, hatta koruyucu aile olunmamasının en büyük sebebi bu. Ancak bunun yüzdesi o kadar az ki. Bunun için neden anne olma ve kızımı büyütme duygusunu yaşamayayım ki. Ben kızımı kapıdan içeri girip de ilk kucakladığım anda bizim o kalp doğumu dediğimiz süreç gerçekleşti. Ondan sonrasında ben kızımın koruyucu ailesi olduğumu hiç hatırlamadım.

Kızınız, biyolojik annesi olmadığınızı ne zaman öğrendi?

İki sene evvel öğrendi. Pedagog desteğiyle söyledik. Biyolojik ailesi uzun bir aradan sonra görmek isteyince onu hazırlamam gerekiyordu. Önce masallarla anlattık. Bazı çocukların başka çocuklara göre daha şanslı olduğunu, herkesin bir annesi olduğunu ama bazı çocukların iki tane birden annesi olabileceğini anlattık. Bunun güzelliklerinden, avantajlarından bahsettik. İlk anlattığımızda biyolojik aileyi görmediği için etkilenmedi. Ona bir masal gibi geldi. Biyolojik ailesini gördükten sonra çok etkilendi. Kafasında gerçekler oturdu. Biz o sırada pedagog desteğine başvurduk. Ne kadar erken öğrenirlerse o kadar çabuk kabulleniyorlar. Hatta geçenlerde okula koruyucu aileliği anlatan bir hikaye kitabı gönderdim. Öğretmenler bunu onlara okuduğunda arkadaşlarına, “Kitaptaki kız benim” demiş. Yanında konuşulmasından hoşlanmıyor ama gerçekleri biliyor.

Koruyucu aile olmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

Eğer içlerinde korku varsa, bir gün çocuğumu birisi alırsa diye bir korkuyla yaklaşmasınlar. Bir çocuğun hayatını kurtarmak hatta onun çocuklarının da hayatını kurtarmak mümkün olabilir. Onun torununa kadar etkileyebiliyorsunuz. O yüzden hiç durmasınlar, bir an evvel koruyucu aile olsunlar.