YANARDAĞLAR

Türkiye ve dünyadaki aktif volkanlar

Dünyada şu anda kaç aktif volkan var? Ne kadar tehlikeliler? Türkiye’de aktif volkanlar var mı? Volkanik patlamalar önceden tahmin edilebiliyor mu? Doğa olaylarıyla volkanik patlamaların arasında bir bağ var mı? Volkanlarla ilgili merak edilen tüm bu soruları Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy TRT Haber için yanıtladı.




Volkanların oluşumu hakkında bilgi verebilir misiniz?

Dünya iç içe geçmiş katmanlardan oluşuyor. En dışarıda sert bir kabuk var; ama onun içerisinde daha yumuşak hatta sıvı olan kısımlar var. Magma dediğimiz kesimin yeryüzüne çıkması volkanları oluşturuyor. Volkanlar sadece bildiğimiz dağ püskürmeleri şeklinde gerçekleşmez. Bazılarının içerisinde gaz azdır. Gaz az olunca püskürme gerçekleşmez, sadece akar. Mesela Hawaii’dekiler püskürmez akar, akıcıdır. Bazıları da yerin içerisindeki kırıklardan çıkar. Aynı mısır patlağı gibi küçük küçük çıkışlar yapar. Biz onu ne görürüz ne de duyarız.

Dünya üzerinde kaç tane aktif volkan var? Bunlar bilim insanları tarafından gözleniyor mu?

500-600 tane aktif volkan var. Bunların her yıl 20-25 tanesi aktif hale geliyor. Aktif derken bunu şöyle açıklayabiliriz; bunlardan bazısı sadece kül ve gaz çıkarır, lav çıkarmayabilir ama bunlar da faaliyette demektir. Dünyadaki volkanların pek çoğu artık gözlem altında tutuluyor. O bölgede aynı doğum sancıları gibi aşağıdan gelen malzemelerin yarattığı küçük depremler ve gaz çıkışları kaydediliyor. Bu gazın kimyasına ve depremlerine göre uyarılar veriliyor.

Volkanlarla ilgili nasıl bir uyarı sistemi söz konusu?

Volkanlarda 4 tane uyarı vardır: yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı… Kırmızı uyarı 24 saat içinde patlayacak, faaliyete geçecek demek. Turuncu birkaç gün içinde, sarı birkaç hafta içinde faaliyete geçecek bir volkanı karakterize eder. Yeşiller ise henüz insanlar için bir tehlike olmadığını gösterir. Mesela bizim ülkemizdeki volkanlar aktif fakat yeşil…

Dünyanın özellikle hangi bölümlerinde aktif volkanlar var?

Türkiye’nin de içinde olduğu Alp-Himalaya kuşağında İspanya’dan başlayıp İtalya ve Yunanistan üzerinden Türkiye, İran, Endonezya ve Filipinler’e doğru giden bölge içerisinde giden yüzlerce volkan var. Buralarda tarih boyunca patlamış büyük volkanlar bulunuyor.

Bunlardan tarihe patlamalarıyla geçen volkanlar da var tabii…

1815 Tambora Volkanı’nın patlaması çok karakteristiktir. 1816 yılı, yazı olmayan kış olarak ifade ediliyor; nükleer kışı ifade ediyor. Volkanik küllerin atmosferi sarması neticesinde güneş ışınlarının yeryüzüne gelememesi ve havanın 4-5 santigrat dereceye kadar soğuması anlamına geliyor. Ve bir anda iklim değişebiliyor. Yine aynı bölgede, Endonezya’da, 1883 yılında Krakatoa Yanardağı patladı. Bu kez püskürmeler 20 kilometreye kadar ulaştı; atmosferin içerisine çıktı ve kül bütün dünyayı kapladı. Dağın bir kısmı heyelanla okyanusun içine düştü ve dev tsunamiler oluştu. Bir anda 40 bin kişi hayatını kaybetti. Tsunamiler kıtalararası seyahat etti. O kadar büyük tsunamiler meydana geldi.

Türkiye’ye yakın bir noktada tarih içinde büyük bir volkan hareketliliği yaşandı mı?

Ülkemiz çevresine bakacak olursak Akdeniz’de volkanik adaların olduğu İtalya’da, Sicilya Adası ya da Napoli Körfezi üzerinde Vezüv yanardağı MS 79’da patladığında Pompei ve Herculenium şehirlerini yok etti. Bu çok karakteristiktir. Kayıtları da vardır. Hatta oradaki müzelerde, o sırada ölmüş insanların iskeletlerini ya da kaçış anındaki kalıplarını görmek mümkündür. Bu da bize ibretlik bir görüntü veriyor. Tarih bize şunu söyler: Geçmişte bir volkanik afet olmuşsa, gelecekte de olabilir.

Volkanik faaliyetler önceden öngörülebiliyor mu?

Volkanların depremlerden şöyle bir farklılığı var; depremleri önceden bilemiyoruz. Bazen öncü depremler yaşanıyor ama her öncü de büyük bir depreme karşılık gelmeyebiliyor. Fakat volkanlarda güzel bir gözlem yaptığınızda, depremlerini ölçtüğünüzde, kraterin ağzındaki gaz çıkışlarına baktığınızda uyarı vermeniz mümkün... Yakında patlayacağını söylemek mümkün… Ama bu bile, yüzde yüz kesin değildir.

2015 yılında Japonya’da bir volkanik dağ patladı. O sırada turistik gezi yapan turistler can kaybına uğradılar. Hiç beklenmiyordu, 41 kişi hayatını kaybetti. Japonya’daki volkan alanları denetim altında olmasına rağmen bilim insanları gözlem eksikliği nedeniyle bu ağır patlamayı öngöremediler. Ve bir felakete neden oldu. Bazı sürprizler olabilir ama genel olarak önceden gözlemlediğimiz takdirde volkanların faaliyetlerini bilme şansına sahibiz.

Türkiye’deki volkanlara gelirsek… Ülkemizde kaç tane aktif volkan var?

Türkiye’de şu an 13 tane volkan var, bu volkanlar aktif. Şu anda aktif olmayabilir ama aktif olduğunu söylüyoruz. Mesela Orta Anadolu’da Erciyes, Hasan Dağı var. Bunların tarihsel dönemde aktif olduğunu biliyoruz. Bu konuda bir örnek vereyim... Toros Dağları’nın adı bir volkanizmadan geliyor. Buradaki “to” kelimesi boğa anlamındadır. Günümüzden 9 bin yıl önce Hasan Dağı’nın püskürmesini gören oradaki yerleşimci Çatalhöyük insanları, dağın püskürmesini bir boğaya benzetmişler. Ve “to” kelimesini kullanmışlar. Toros Dağları’nın adı da buradan geliyor.

Doğu Anadolu’da da büyük volkanlarımız var. Nemrut, Süphan, Tendürek ve Ağrı volkanları var. Bunlar püskürebilen tipte volkanlar. İnsanlık tarihi içinde de püskürmüşlerdir. Yakın zamanda, 1800’lü yıllarda da faaliyetleri vardır. Bunların bir kısmı gözlem altında, oluşturdukları depremler halen kayıt ediliyor. Bu kayıtlar bize doğum sancıları gibi bazı bilgiler veriyor. Yer yer küçük gaz çıkışları olabiliyor. Bunlar da takip ediliyor.

Ülkemizdeki aktif volkanlar ne kadar hareketli?

Türkiye’deki volkanlarda şu anda bir aktivite yok. Ama hiç yok diyemeyiz çünkü zaman zaman özellikle Doğu Anadolu’daki Nemrut ve Süphan’da küçük küçük depremlerin kaydedildiğini görüyoruz. Aynı zamanda kraterlerde de bazı küçük gaz çıkışları olabiliyor. Bunlar izleniyor. Ama bizde volkanik gözlem çok da iyi bir şekilde yapılmıyor; daha iyi gözlemlenmesi gerekiyor. Bizim tarihimize yansımış önemli volkanik faaliyetler de var. Ülkemiz bir deprem ülkesi ama insanlık tarihi içerisinde faaliyet gösteren volkanlarımızın gelecekte de faal olabileceklerini gösterir.

Ülkemizde pek çok kaplıca bulunuyor… Bunların volkanlarla bir ilişkisi var mı?

Tabii… Mesela Ege Bölgesi’nin jeotermal potansiyeli fazla, sıcak suya dayalı santrallerimiz var. Bu santraller yer kabuğundan çıkan sıcak sular nedeniyle oluyor. Bu da volkanik faaliyetin bir ürünü sayılabilir. Çünkü illa tipik bir dağ ve ondan püsküren lavlar olması gerekmiyor. Yerin içindeki çatlaklardan bazen gaz bazen de lav çıkabiliyor. Buradan da sıcak sular çıkabiliyor. Hatta bu sıcak suların içerisinde radyoaktif mineraller de bulunuyor. Çünkü yerin altındaki radyasyon fazlası, suyun içine karışarak sıcak suyla birlikte çıkabiliyor. Biz buradan bile mesela deprem öngörüsü yapabiliriz. Şu anda ülkemizdeki volkanların faaliyette olmaması, onların aktif olmadığını göstermiyor.

Volkanik patlamaların diğer doğa olaylarıyla bir ilişkisi oluyor mu?

Güney Amerika’da, Şili’de büyük bir deprem olduğu zaman yer bilimciler hemen kuşkulanmaya başlarlar. Acaba ardından volkanları tetikleyecek mi demeye başlarlar. Çünkü büyük depremlerin ardından volkanik faaliyetler de gelebiliyor. Volkanın kendisi küçük deprem oluşturuyor. Ancak depremlerin ardından gelen volkanın faaliyete geçmesi çok daha farklı bir olay.

Yanardağ patlamalarından veya volkanik hareketlerden depremde olduğu gibi korkmamıza gerek yok diyebilir miyiz?

Volkanlar insanlık tarihi içerisinde büyük felaketlere neden olmuştur. Günümüzde ise bir tehlike olmaktan çıktı. Çünkü biz onları gözlemleyebiliyoruz. Onlarla iç içe yaşayabiliyoruz. Hatta kenarlarında şehirler, kasabalar kurabiliyoruz. Japonya, Endonezya ve diğer ülkeler buna en güzel örnek. Uyarılar yeşilden sarıya turuncuya döndüğü zaman yerleşim yerlerindeki insanlar uzaklaştırılıyor. Faaliyet geçtikten sonra tekrar insanlar, evlerine geri dönebiliyorlar. Bu bakımdan insanlar için büyük bir tehlike arz etmiyor. Tam aksine bir zenginlik.

Küresel iklim değişikliğinin volkanlarla, daha geniş anlamda doğa olaylarıyla bağlantısı söz konusu mu?

Dünya üzerinde bir denge var. Şu anda mesela buzullar var. Buzulların alanı küçüldü. Şu anda buzul alanı 15 milyon kilometrekare. 12 bin yıl önce 45 milyon kilometrekare buzul vardı. Şimdi buzullar eridi, dünyadaki kıtaların dengesi de bozuldu. Dünyanın dengesinin bozulması demek kıtaların hareket etmesi demek. Bu da depremleri, aynı zamanda volkanları da tetikleyebilir. Bu bakımdan küresel iklim değişikliğinin, volkanlarla depremlerle bir ilişkisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Hepsi bir şekilde bağlantılı. Depremler, volkanlar, kasırgalar, tsunamiler… Bunların hepsi birbiriyle bağlantılı. İklimi değiştirdiğiniz zaman kasırgalar, hortumlar artabiliyor.

Volkanik patlamaların sadece zararlarını konuştuk ama doğa için bu patlamaların bir yararı yok mu?

Volkanlar hep afet olarak anılmamalı; çünkü aynı zamanda insanlık için çok faydalı işlevleri de var. Mesela soluduğumuz atmosferin gelişimi volkanizma sayesinde olmuştur. Tam 4 milyar yılda atmosfer olgunlaşmıştır ve soluyacağımız hale gelmiştir. Aynı zamanda toprakları zenginleştirir. Orta Anadolu’da, Nevşehir bölgesi, volkanik küllerin olduğu topraklara sahiptir. Burada güzel bağcılık yapılıyor. Üzüm yetiştiriliyor. Tarihsel dönemler içerisinde baktığımızda da bu bölgeler hep üzüm bağlarıyla anılan yerlerdir. Bunun nedeni toprağın volkanik küllerle zenginleşmesidir.

Türkiye'nin volkanları

Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de volkanik oluşumlar söz konusu. Türkiye’deki volkanlar uzun yıllardır sessiz. Bu nedenle de aktif volkanlar olmadıkları zannediliyor. Oysa gerçek çok farklı… Yıllardır süren sessizliklerine rağmen Türkiye’de tam 13 aktif volkan bulunuyor.

Dünyanın volkanları

Dünyanın muhteşem ama bir o kadar da korkunç doğa olayı: Volkanik patlamalar… Gezegenin tarihi boyunca eksik olmayan volkanik patlamalar, insanoğlunu korkutmaya ve etkilemeye devam ediyor. Kimi volkanik patlamalarla binlerce nükleer bombaya eş değer güçte enerji açığa çıkıyor. Büyük felaketlere neden olan volkanlar diğer yandan da görenlerde hayranlık uyandıran bazalt sütunlar, peri bacaları, kalderalar, lav gölleri, lav kubbeleri gibi oluşumları meydana getiriyor. Bugün dünya üzerinde yaklaşık 600 aktif volkan bulunuyor. Ancak bunların sadece 20-25 kadarı bir yıllık dönem içinde hareket geçiyor. Volkanik patlamalarda Japonya, İzlanda, Filipinler ve Endonezya gibi ülkeler başı çekiyor.

DÜNYANIN EN BÜYÜK YANARDAĞ FELAKETLERİ

KRAKATAU YANARDAĞI

Endonezya’daki Krakatau Yanardağı’nda 26 Ağustos 1883’te başlayan faaliyet iki gün boyunca devam etti. Yanardağ, yüzlerce nükleer bombaya eşdeğer bir güçle patladı. Ardından boyları 30 metreyi bulan dev tsunamiler insanları yutmaya başladı. Yanardağla aynı adı taşıyan Krakatau Adası’nda 36 bin kişi hayatını kaybetti. Felaket sonrası açığa çıkan gazlar, sıcaklığı 1.2 derece düşürdü ve şiddetli yağmurları başlattı.

VEZÜV YANARDAĞI

Tarihte bilinen en büyük yanardağ felaketine Vezüv sebep oldu. 1281 metre yüksekliğe sahip yanardağ Napoli’nin doğusunda bulunuyor. Vezüv, MS 79’da büyük bir felakete yol açtı. Vezüv Yanardağı’nın patlaması sonucu tüm Pompei şehri adeta toplu mezarlığa döndü. Yanardağ iki gün boyunca püskürerek Pompei’nin yanı sıra Herculaneum ve Stabia kentlerini de yok etti. Korkunç felakette 200 bini aşkın insan öldü.

LAKİ YANARDAĞI

İzlanda’da yer alan Laki Yanardağı 1783 yılındaki patlamayla tarihe geçti. Yanardağın faaliyeti 8 Haziran 1783’te başladı ve 7 Şubat 1784’e kadar devam etti. Tahmini rakamlara göre atmosfere 8 milyon ton hidrojen florür ve 120 milyon ton kükürt dioksit yayıldı. Bu da “laki dumanı” olarak adlandırılan hava kirliliğini meydana getirdi. Patlama sonucunda nüfusun yaklaşık yüzde 25’i kıtlık ve florür zehirlenmesinden yaşamını yitirdi. Felaketin etkileri Avrupa genelinde de yoğun olarak hissedildi.

UNZEN YANARDAĞI

Japonya’daki Unzen Yanardağı, 1792’de büyük bir felakete neden oldu. Unzen’deki patlama, kayıtlara Japonya’da meydana gelen en büyük yanardağ patlaması olarak geçti. Patlama sonrası yaşanan toprak kaymaları ve tsunamiler nedeniyle yaklaşık 15 bin kişi yaşamını yitirdi.

RUIZ YANARDAĞI

Tarihe “Armero Trajedisi” olarak geçen felaket, 13 Kasım 1985’te Ruiz Yanardağı’nın patlaması sebebiyle meydana geldi. Kolombiya’daki yanardağ, Armero Kasabası’nı yok etti. Kasabadaki ölü sayısı kayıtlara 20 bin olarak geçti. Diğer kasabalarda ölenlerle beraber rakam 25 bine ulaştı.

KELUD YANARDAĞI

Endonezya’nın Doğu Cava bölgesindeki Kelud Yanardağı, 19 Mayıs 1919’da patladı. Ortaya çıkan sıcaklık çevredeki dağların tepelerindeki buzulları eritti. Yanardağdan süzülen laharlar, büyük etkilere yol açtı. 100 kadar köy yerle bir oldu. 5 binden fazla insan bu felakette öldü.

TAMBORA YANARDAĞI

Tambora, Endonezya tarihindeki büyük felaketlerden birinin sebebiydi. Yanardağ, 1815 yılında lav püskürttü. Son 200 yılın en büyük yanardağ felaketi olarak bilinen bu patlamada 90 bin kişi hayatını kaybetti. Bu öyle güçlü bir patlamaydı ki yanardağın 3900 metre olan yüksekliği 2851 metreye kadar indi. Patlama sonrası stratosfere kadar çıkan kül bulutları pek çok ülkede yaz mevsiminde bile yoğun kar yağışına sebep oldu.

PELEE YANARDAĞI

Pelee Yanardağı, Karayipler'de, Fransa'ya bağlı Martinique Adası üzerinde bulunuyor. Yanardağ, 8 Mayıs 1902’de patladı. Havaya büyük miktarda kül, duman ve yanıcı gazlar salındı. Sonuç tam bir felaket oldu. Sadece birkaç dakika içinde St. Pierre kenti tarihe gömüldü. Yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybetti. Öyle ki kentte sadece üç kişi hayatta kaldı.

SANTA MARIA YANARDAĞI

Guatemala’nın batı bölgesinde yer alan Santa Maria Yanardağı, 500 yıl süren sessizliğini büyük bir patlamayla bozdu. 24 Ekim 1902’de meydana gelen patlamada 5 bin kişi hayatını kaybetti. Felakette 193 bin kilometrekarelik tarım alanı zarar gördü. Patlamadan sonraki günlerde ortaya çıkan sıtma hastalığı sebebiyle ölümler devam etti.